EMİRDER KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ
EMİRDER KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI

Haklarım

İNSAN HAKLARI KONULARI (HAK VE ÖZGÜRLÜKLER)
  • Âdil Yargılanma Hakkı
  • Aile Kurma/Ailenin Korunması Hakkı
  • Ayrımcılık Yasağı
  • Bilgi edinme Hakkı
  • Bilim ve Sanat Hürriyeti
  • Çalışma ve Sözleşme Hakkı
  • Çevre Hakkı >>
  • Çocuk Hakları >>
  • Dilekçe Hakkı
  • Din ve Vicdan Hürriyeti
  • Eğitim ve Öğrenim Hakkı
  • Engelli (Özürlü) Hakkı >>
  • Haberleşme/Basın Hürriyeti
  • Düşünce ve İfâde Hürriyeti
  • İşkence Yasağı >>
  • Kadın Hakları >>
  • Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı >>
  • Konut Dokunulmazlığı Hakkı
  • Kötü Muamele Yasağı >>
  • Mülkiyet Hakkı
  • Mülteci ve Sığınmacı Hakları >>
  • Örgütlenme Hürriyeti
  • Özel Hayatın Gizliliği Hakkı
  • Sağlık ve Hasta Hakkı
  • Seçme ve Seçilme Hakkı
  • Sosyal Güvenlik Hakkı
  • Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı
  • Töre ve Namus Cinayetleri >>
  • Uyrukluk (Tâbiyet) Hakkı
  • Yaşam Hakkı >>
  • Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti
  • Zorla Çalıştırma ve Angarya Yasağı
 
HAK ARAMA VE KORUMA MEKANİZMALARI
HAKLARIN KORUNMASI VE HAK ARAMA YOLLARI
Hakların korunması denince genellikle akla ilk gelen hakların hukukî olarak, daha özel olarak da yargı yoluyla korunmasıdır. Ne var ki, haklar sadece hukukî-yargısal yoldan değil, fakat aynı zamanda siyasî (teşriî) ve idarî yollardan da korunabilir. Hakların korunması, her şeyden önce, pozitif hukukun insan haklarına uygun hale getirilmesini, kamu görevlilerinin –özellikle polis ve jandarmanın- insan hakları bilinciyle donatılmasını ve yargı mercilerinin pozitif hukuku insan hakları öncelikli bir perspektiften yorumlayıp uygulamalarını gerektirir. Bunların yanında, resmî eğitim müfredatının ve eğitim kurumlarının ortamının insan hakları anlayışıyla bağdaşık olması ve eğitim personelinin insan hakları duyarlılığına sahip olması insan haklarının korunması bakımından zorunludur.
1. Ulusal Koruma
Anayasa’nın “temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesi, anayasal hakları ihlâl edilen herkesin “yetkili makama” geciktirilmeden başvurma hakkının sağlanmasını öngörmektedir. Burada geçen “yetkili makam” teriminden kasıt öncelikle yargı mercileri olmakla beraber, anayasal-hukukî sistemimizde başvuru makamlarının mahkemelerle sınırlı olmadığı da açıktır. Maddede ayrıca, idarî ve siyasi mercilere başvurma hakkına da işaret edilmiştir.
a) Yargısal Koruma
İnsan haklarını korumanın en etkili yolu, şüphesiz, kişilerin mahkemelerde davacı veya davalı olarak haklarını savunmasıdır. Kısaca buna yargı yolu denmektedir. Yargı yolu, kişinin bir hakkını elde etmek veya maruz kaldığı bir hak ihlâlinin giderilmesini yahut telâfi edilmesini sağlamak üzere dava açması kadar, kendisine karşı açılan davada kendi haklarını savunmasını da kapsamaktadır. Nitekim, Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası herkesin “meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma... hakkına sahip” olduğunu belirtmiştir. Belirtmek gerekir ki, dava yoluyla ihlâlin telâfi edilmesi, Anayasa’nın 40. maddesinde işaret edilen, devletin uğranılan zararı tazmin etmesini de şüphesiz kapsamaktadır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında yargı yoluyla hak aramanın etkinliğini sağlayıcı başka bir hükme maddesinde yer verilmiştir. Buna göre, hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. Bu hükme dayanarak, yargı sisteminin kişilerin başvurularını mutlaka sonuçlandırması gerektiği sonucunu çıkarabiliriz. Yargı yolunun temel hakların korunmasına sahiden hizmet edebilmesinin bir şartı, “tabiî hakim” ilkesinin kabul edilmesidir. Anayasamızın 37. maddesinde güvence altına alınan “kanunî hakim” ilkesi önemli olmakla beraber, bunun “tabiî hakim”in bütün gereklerini karşılamadığı açıktır (bkz. Erdoğan 2005: 185).
Yargı yoluyla hak aramaya hem idarî, hem adlî hem de anayasal yargı aracılık edebilir. İdarî yargı, idarî işlem ve eylemlerden doğan hak ve menfaat uyuşmazlıklarının çözüm yeridir. Anayasa’ya göre (m. 125/1), kamu idaresinin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır. Askerî niteliktekiler dışında kalan idarî işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğu, tepesinde Danıştay’ın bulunduğu ve genel ilk derece mahkemelerinin idare ve vergi mahkemeleri olduğu idarî yargı mercileri denetler. Buna karşılık askerî işlemlerin denetimi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi (m. 157) tarafından yerine getirilir. Ancak, hukuk devleti ilkesine aykırı olarak, Anayasa Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler (m. 105/2, 125/3) ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (m. 159/4) ve Yüksek Askerî Şura’nın (m. 125/3) işlemlerini yargı denetiminden muaf tutmuştur.
Temel hakların korunmasında adlî yargı da işlev görür. Kimi idarî işlemlerin bazı yönlerinden doğan uyuşmazlıklar (örneğin, mülkiyet hakkıyla ilgili olarak kamulaştırma bedeliyle ilgili uyuşmazlıklar) adlî yargıda çözüldüğü gibi, ceza yargılaması da pek çok durumda temel hakların korunmasıyla ilgilidir. Özellikle sanık hakları ve adil yargılama açısından durum böyledir. Adlî yargının en üst karar mercii Yargıtay’dır.
Anayasa yargısının temel hakların korunmasında özel bir yeri vardır. Kanunların ve kanun hükmündeki kararnamelerin anayasaya uygunluğunu denetleyen Anayasa Mahkemesi (m. 146-153), temel hakların kapsamı, sınırları ve kötüye kullanılması konularındaki içtihatlarıyla bu hakların korunmasına hizmet etmesi gereken önemli bir kuruluştur. Bu arada, anayasa yargısı sistemimizde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru (“anayasa şikâyeti”) kurumunun yer almamış olmasının temel hakların korunması bakımından önemli bir eksik olduğunu da belirtmek gerekir. Anayasa’nın düzenlediği “itiraz yolu”nun (m. 152), yapısı gereği, temel hakların korunmasına katkısı ne yazık ki fazla değildir.
Yargı yoluyla hakların korunmasının nihaî aşamasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hak arama oluşturmaktadır. Bu yol bir Avrupa Konseyi kurumuna başvurma şeklinde ortaya çıkmakla beraber, bugün itibariyle bu bizim iç hukukumuzun bir parçası durumundadır. Bu çerçevede, Türkiye’nin “yetki alanı”ndaki herkes (kişiler, kişi toplulukları ve devlet-dışı örgütler), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve Türkiye’nin onayladığı Ek Protokollerde tanınan haklarından birinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından ihlâl edildiği iddiasıyla kişisel olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabilir. Bu hakların hangileri olduğu tek tek haklarla ilgili olarak yukarıda yapılan açıklamalarda gösterilmiştir. Strasbourg Mahkemesi’ne kişisel başvuru hakkından sadece vatandaşlar değil, yabancılar da yararlanabilir. Ancak, kişisel başvuru yolunun kullanılabilmesi için yukarıda açıkladığımız diğer iç hukuk yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir.
b) Yargı Dışı Yollar
(i) İdarî Başvuru
İdarî ve siyasî yollardan hak arama ise Anayasa’nın 74. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, kişiler kendileriyle ve kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında yetkili makamlara ve Türkiye Büyük millet Meclisi’ne yazılı olarak başvurabilirler. Hükümde TBMM özel olarak zikredilmiş olduğuna göre, burada sözü edilen “yetkili makamlar” idarî başvuruyla ilgili olup yürütme ve idare makamlarına işaret etmektedir. İdarî Yargılama Usulü Kanunu idarî başvuruyu ve sonuçlarını genel olarak düzenlemiş olduğu gibi, hukukumuzda idarî işlemlere karşı itiraz yoluyla başvurulabilecek makamları gösteren başka kanunlar ve düzenleyici işlemler de vardır. Bu nokta, özellikle disiplin işlemleri bakımından özel bir önem taşımaktadır.
İdarî başvurunun özel olarak insan hakları ihlâlleri ile ilgili olan bir türü, son yıllarda kurulan Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı ile İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları’na yapılabilecek başvurudur. Bu konu aşağıda ayrı olarak incelenecektir. Bununla beraber, İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları insan hakları ihlâlleri konusunda başvuru makamı olmanın yanında, insan haklarının korunmasına başka türlü de hizmet eden kuruluşlardır. Nitekim, ilgili Yönetmelik’te bu kurulların görevleri arasında şu hususlar da sayılmış bulunmaktadır: Her türlü ayrımcılığın önlenmesi için gerekli çalışmalar yapmak (m. 9/d), idarenin uygulamalarında vatandaşlara hoşgörü ve nezaketle yaklaşılmasını sağlayıcı çalışmalar yapmak (m. 9/f), görev ve çalışmalarında sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğini geliştirmek (m. 10/e).
İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının bu görevleri, onların sadece başvuru üzerine harekete geçen pasif merciler olmakla yetinmeyip, aynı zamanda gerek insan haklarını korumak ve geliştirmek gerekse devlet-vatandaş ilişkisini insan hakları duyarlılığına uygun hale getirmek üzere inisiyatif alabilecek bir konuma yükseltmektedir. Bunun yanında, söz konusu kurullar sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğini geliştiren çalışmalar yapmak suretiyle de, bir yandan kamu otoriteleri veya kamu görevlileri ile sivil kuruluşlar arasındaki mesafeli duruşun yumuşamasına, bir yandan da İnsan Hakları Kurulları’nın güvenilirliğinin artmasına hizmet edebilecek durumdadırlar. Bu da, özellikle, vatandaşların insan hakları ihlâlleriyle ilgili şikâyetlerini kamu makamlarına –özellikle de İl ve İlçe İnsan Hakları kurullarına- ulaştırmadaki çekingenliklerinin zamanla ortadan kalkmasına veya büyük ölçüde azalmasına katkı yapacaktır.
Ülkemizde insan haklarının daha iyi korunup geliştirilmesine yönelik çeşitli çalışmalar yapmak üzere 12.04.2001 tarih ve 4643 sayılı Kanunla Başbakanlık Merkez Teşkilatı Kanununda değişiklik yapılarak Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı Kurulmuştur. İnsan Haklar Başkanlığı kanunla kendisine verilen dört temel görevi yerine getirmektedir. İnsan Haklar Başkanlığı, ilk olarak, insan hakları ile ilgili konularda görevli kuruluşlarla sürekli temas halinde bulunmakta ve bu kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamaktadır. İkinci olarak, insan hakları konusundaki mevzuat hükümlerinin uygulanmasını izlemekte, izleme sonuçlarını değerlendirmekte, uygulamada ve mevzuatta görülen aksaklıkların giderilmesi ve Türkiye'nin ulusal mevzuatının insan hakları alanında taraf olduğu uluslararası belgelerle uyumlu hale getirilmesi doğrultusunda yapılacak çalışmaları koordine etmekte ve önerilerde bulunmaktadır. Üçüncü olarak, kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet öncesi, staj ve hizmet içi insan hakları eğitim programlarını izlemekte, değerlendirmekte ve koordine etmektedir. Dördüncü olarak, insan hakları ihlâl iddiaları ile ilgili başvuruları incelemekte ve araştırmakta, inceleme ve araştırma sonuçlarını değerlendirerek alınabilecek önlemlere ilişkin çalışmaları koordine etmektedir.
Ayrıca, insan haklarının korunmasına çeşitli şekillerde katkıda bulunan başka kurumlar da vardır. Bunlar arasında İnsan Hakları Üst Kurulu, İnsan Hakları Danışma Kurulu ile İnsan Hakları Eğitimi 10 Yılı Ulusal Komitesi yer almaktadır.
Bunlardan, Başbakanlık bünyesinde yer alan İnsan Hakları Üst Kurulu 2001 tarihinde kurulmuş olup, görev ve yetkileri bir yönetmelikle düzenlenmiştir. Başkanlığını Başbakanın görevlendireceği bir Devlet Bakanının yapması öngörülen İnsan Hakları Üst Kurulu Başbakanlık, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Millî Eğitim, Sağlık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının müsteşarlarından oluşur. Kurul’un toplantılarına gerektiğinde ilgili kamu kuruluşları ile özel kuruluşların temsilcileri de çağrılabilir. Üst Kurul’un başlıca görevleri insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için yasal ve idarî düzenlemelerle ilgili hazırlıkları yapmak, mevzuatın uluslararası insan hakları hukukuna uygun hale getirilmesine yönelik tavsiyelerde bulunmak, insan haklarının uluslararası standartlara uygun olarak korunması ve geliştirilmesi için yapılacak çalışmaları koordine etmektir. Kurul’un ayrıca, insan haklarıyla ilgili hizmet içi eğitim programlarının uygulanmasını izlemek, İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi’nde görevlendirilecek öğretim üyeleri ve temsilci gönderecek gönüllü kuruluşlar ile İnsan Hakları Danışma Kurulu’nda görev alacak kurum ve kuruluş temsilcileri dışındaki üyeleri seçmek ve nihayet insan hakları ihlâl iddialarına ilişkin olarak ilgili kurulların yaptıkları incelemeleri değerlendirmek ve alınması gereken önlemlere ilişkin tavsiyelerde bulunmak gibi görevleri de vardır.
İnsan Hakları Danışma Kurulu ise Devlet Bakanına bağlı olarak çalışmak ve insan haklarının korunması ve geliştirilmesinde danışma hizmeti vermek üzere kurulmuştur. Danışma organı olarak başlıca görevi, bu konularda öneri ve tavsiyeler içeren raporlar hazırlamaktır. Kurulda ağırlıklı olarak sivil toplum örgütleri, üniversiteler, sendikalar ve meslek kuruluşları temsil edilir.
Son olarak, 1998’de bir yönetmelikle kurulmuş olan İnsan Hakları Eğitimi On yılı Ulusal Komitesi Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Eylem Planı gereğince İnsan Hakları Üst Kurulu tarafından oluşturulmuştur. Kurul’un üyeleri çeşitli kamu kuruluşlarının ve insan hakları konusunda faaliyet gösteren gönüllü kuruluşların temsilcileri ile bu alandaki çalışmalarıyla tanınan beş öğretim üyesinden oluşmaktadır.
Üzerinde durulması gereken önemli bir husus, insan haklarını korumak ve geliştirmekle görevli bulunan insan hakları kurumlarının sahip olması gereken temel niteliklerdir. İnsan haklarını etkin bir şekilde koruyacak ulusal insan hakları kurumlarının kurulmasını veya zaten mevcut iseler, güçlendirilmesini tavsiye eden 20.12.1993 tarih ve 48/134 sayılı Birleşmiş Milletler Genel Kurul Kararı, bu kurumların statüsüne, yapı ve işleyişine, yetki ve sorumluluklarına ilişkin bir takım ilkeler benimsemiştir. “Paris Prensipleri” olarak bilinen bu ilkeler insan hakları ulusal kuruluşlarına ilişkin “normatif standartlar”ı ifade etmektedir. Bu ilkelerin somut olarak kurumların yapısına nasıl yansıtılacağı ülkelerin şartlarına siyasal ve hukuksal geleneklerine göre değişkenlik gösterebilmektedir.
“Paris Prensiplerine” göre, genel olarak, ulusal insan hakları kuruluşları şu özellikleri taşımalıdır:
• Anayasayla veya yasayla kurulmalı, görev ve yetkileri mümkün olduğunca geniş ve açık bir şekilde kuruluş metninde yer almalıdır.
• Sivil toplum güçlerinin (STK’lar, öğretim üyeleri, sosyal-mesleki kuruluşlar, din ve felsefi akım temsilcileri), parlamento, istişari mahiyette katılmak koşuluyla yönetimin temsilcileri “çoğulcu” bir şekilde temsiline olanak sağlanmalıdır.
• Bağımsızlıklarını tehlikeye düşürmeyecek idari ve mali özerkliğe sahip olmalıdır.
• Etkinliklerini sorunsuzca sürdürülmesini sağlayacak yeterli bir altyapıya ve mali olanaklara sahip olmalıdır.
• Yetki alnlarına giren bütün konuları özgürce araştırmalı, bütün bilgi ve belgelere ulaşabilmeli, gerektiğinde bütün kişileri dinlemelidir.
• Görüş ve tavsiyelerini doğrudan doğruya veya basın yoluyla kamuoyuna duyurabilmeli, STK’larla her türlü diyalog ve işbirliğine gidebilmelidir.
Ayrıca, yetki ve görevlere ilişkin olarak, diğerleri yanında, insan hakları ulusal kuruluşları, Paris Prensiplerine uygun olarak;
• Araştırma ve inceleme yapmak suretiyle insan haklarının ulusal düzeydeki genel durumu ve daha özgül sorunlar üzerine raporlar hazırlamak,
• Kendi inisiyatifiyle veya talep üzerine hükümete, parlamentoya ve diğer yetkili makamlara insan haklarının korunması ve geliştirilmesi ile ilgili bütün konularda görüş bildirmek, tavsiyelerde bulunmak,
• Ulusal düzeyde yürürlükte olan mevzuatın ve uygulamaların insan haklarına ilişkin uluslararası belgeler ve mekanizmalarla uyumlu hale getirilmesini sağlamak üzere çalışmalar yapmak,
• Uygun görülen insan hakları ihlallerine el koymak,
• İnsan hakları alanındaki eğitim programlarının oluşturulmasına ve araştırmalara yardımcı olmak,
• Özellikle bilgilendirme, eğitim ve her türlü medyayı kullanarak toplum bilincini güçlendirmek suretiyle, insan hakları ve her türlü ayırımcılığa karşı mücadele için gösterilen çabaları kamuoyuna duyurmak,
• Kendilerine bireysel durumlara ilişkin başvuruları kabul edip inceleme yetkisi tanınması durumunda, başvuruyu inceleyip değerlendirmek, başvurucuyu yasal yollar konusunda bilgilendirmek, bu yollara başvurmasına destek olmak, dostane çözümler üretmek, başvuruyu yasayla belirlenmiş sınırlar içerisinde yetkili makamlara iletmek, yasalarda, düzenleyici işlemlerde ve idari pratiklerde değişiklik veya reform önerileri sunmak da dahil, yetkili makamlara tavsiyelerde bulunmak,
yetki ve sorumluluklarıyla donatılmalıdır.
(ii) Siyasî Başvuru
Anayasa siyasî başvuru makamı olarak sadece TBMM’yi göstermiştir. TBMM’ye hem genel olarak kişisel ve kamu ile ilgili dilek ve şikâyetler, hem de özel olarak insan hakları talepleri ulaştırılabilir. Birinci türden şikâyetler TBMM Dilekçe Komisyonu’nca, insan haklarıyla ilgili olanlar ise TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nca incelenir. Bu talepler, yasal olarak tanınmış olmayan bir insan hakkının yasalaştırılması dileği şeklinde olabileceği gibi, maruz kalınan bir temel hak ihlâlinin giderilmesi için girişimde bulunulması dileği şeklinde de olabilir. Keza, kişinin somut bir hakkını ihlâl etmiş olan yürütme ve idare makamları hakkındaki denetim talepleri veya genel veya özel bir ihlâl iddiasının araştırılması talepleri de bu madde gereğince TBMM’ye iletilebilir.
Ayrıca, Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde kamu makamlarından belli konular hakkında bilgi alma usulü bir tür hak arama yoludur. Çünkü bu yolla kişilerin elde edecekleri bilgiler çok kere onların kimi fiilî veya potansiyel hak ihlâlleri konusunda aydınlanmasını sağlayabilir ve böylece kişiler gerek kendilerini savunma gerekse diğer hak arama yollarını kullanma konusunda daha donanımlı hale gelirler.
2. Uluslararası Koruma
İnsan haklarının uluslararası alanda korunması çeşitli düzeylerde ortaya çıkmaktadır. Türkiye açısından bunların en önemlileri, Birleşmiş Milletler çerçevesindeki koruma mekanizmaları ile Avrupa Konseyi’nin insan hakları koruma sistemidir.
a) Birleşmiş Milletler’in İnsan Haklarını Koruma Mekanizmaları (Tarhanlı 2000)
(i) BM Antlaşması’nın Kurduğu Sistem
Birleşmiş Milletler Antlaşması’na göre, BM’nin doğrudan doğruya insan hakları alanına giren konularda faaliyet yapan organı Ekonomik ve Sosyal Konsey’dir. Ekonomik ve Sosyal Konsey ve ona bağlı alt birimler insan hakları konusundaki uluslararası antlaşmaların hazırlanması çalışmalarının merkezinde yer alırlarlar. Nitekim Sivil ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi ile İktisadî, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, bu Konsey’e bağlı olan İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanmıştır. 1947 yılında kurulmuş olan İnsan Hakları Komisyonu (Commission on Human Rights) gerek insan haklarını ihlâl ettiği ileri sürülen devlet hakkında gerekse belli konulara özgü olarak insan hakları ihlâllerini ortaya koyan raporlar hazırlayabilir. Komisyon, ayrıca, belli bir uluslararası insan hakları antlaşmasına dayanmayan ihlâl iddialarının araştırılması için de özel raportörler görevlendirmeye yetkilidir.
İnsan Hakları Komisyonu, 60’ların ikinci yarısından itibaren, dünyadaki insan hakları ihlâllerini yakından izlemeye ve bu konudaki şikâyetleri incelemeye başlamıştır. Komisyon bu faaliyetlerini Ekonomik ve Sosyal Konsey’in kabul ettiği, başlıca, “1235 Usulü” ve “1503 Usulü” denen yollarla yapmaktadır. Ayrıca, bunların dışında duruma göre izlenebilecek bazı özel usuller de vardır. İnsan Hakları Komisyonu 1235 Usulü aracılığıyla “insan hakları ve temel özgürlüklerin ağır ihlâllerine ilişkin bilgileri” inceledikten sonra, bu ihlallerin süreklilik kazanmış olduğunu gösteren örnekleri etraflıca araştırıp, bu konudaki bulgularını kendi tavsiyeleri ile birlikte Ekonomik ve Sosyal Konsey’e sunacaktır. Bu usul çerçevesinde Komisyon’a tanınan yetki bir “soruşturma” yetkisi niteliğinde değildir.
1503 Usulü ise Azınlıklara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunmasına Dair Alt Komisyon’un oluşturduğu çalışma grubunun insan hakları ihlâleriyle ilgili olarak yapacağı incelemelerle ilgilidir. Çalışma grubu bu konudaki bütün şikâyetleri ve eğer varsa ilgili hükümetlerin BM Genel Sekreteri’ne sundukları cevapları da inceleyip, temel hak ve özgürlüklere ağır insan hakları ihlâllerinin süreklilik gösterip göstermediğini tespit edecektir. Yaptığı inceleme sonucunda çalışma grubunun bu nitelikteki durumları söz konusu Alt Komisyon’a, onun da İnsan Hakları Komisyonu’na sunması halinde bu Komisyon iki yol izleyecektir. Komisyon ya, kendisinin de yapacağı etraflı bir incelemenin bulgularıyla birlikte kendi tavsiyelerini de içeren bir rapor hazırlayıp Ekonomik ve Sosyal Konsey’e bildirecek, ya da bu konuda kendisi ayrı bir özel komisyon kurup onun konuyu soruşturmasını isteyecektir. İkinci usulün işleyebilmesi için, buna göre incelemeye tabi tutulacak olan devletin bunu açıkça kabul etmesi ve yürütülecek soruşturmanın şartlarını onunla varılacak bir anlaşmayla belirlenmesi gerekir. Bu durumda, soruşturmaya konu olan ihlâl iddiasıyla ilgili olarak ulusal düzeydeki bütün başvuru yollarının tüketilmiş olması gerekir. Ayrıca, ihlâlin uluslararası veya bölgesel bir sözleşme çerçevesinde zaten bir incelemeye tabi tutuluyor olmaması veya ilgili devletin bir uluslararası antlaşma uyarınca bu konuda başka bir usulün uygulanmasını tercih etmemiş olması gerekir. Bu soruşturma gizli yürütülür ve amacı “dostane bir çözüm”e ulaşmaktır.
Birleşmiş Milletler’e ulaştırılan insan hakları ihlâllerine ilişkin bazı şikâyetlerin konusu gerçekleşmesi çok yakın olan ve insan haklarının ağır biçimdeki ihlâlleri ile ilgili olabilir. Bu durumlarda, ilgili özel rapor yazıcı veya çalışma grubuna yapılacak şikâyete konu olan durumun “acil” olduğunun belirtilmesi BM’nin “acil eylem”e geçmesini gerektirir. Bu sayede, ilgili birim hemen harekete geçirilerek, şikâyetçinin haklarının güvenceye alınması için şikâyet edilen devlet nezdinde girişimde bulunulması sağlanabilir.
(ii) BM İnsan Hakları Sözleşmelerinin Öngördükleri Mekanizmalar
Sivil ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin bu Sözleşme’de belirtilen hakların korunması için öngördüğü denetim sisteminin temel organı İnsan Hakları Komitesi’dir (Human Rights Committee). Bu Komite, taraf devletlerin vatandaşları arasından seçilmesi öngörülen 18 bağımsız uzman üyeden oluşur. Komite düzenli olarak yılda üç defa toplanmakta ve çalışmalarını “Komite Usul Kuralları” çerçevesinde yürütmektedir.
Komite’nin üç işlevi vardır. Bunlardan birincisi, taraf devletlerin, Sözleşme’nin tanıdığı hakların uygulamaya geçirilmesi için aldıkları tedbirleri ve insan haklarının kullanımında sağladıkları ilerlemeyi gösterir bir raporu iki yılda bir Komite’ye sunmalarıyla ilgilidir. Bu raporun, Sözleşme’nin o devlet bakımından yürürlüğe girmesini takip eden ilk yıl içinde sunulması gerekir. İnsan Hakları Komitesi bu raporlar üzerinde çalışmak ve bu taraf devletlere “genel yorumlar” hazırlayıp iletmek temel işleviyle donatılmıştır (Gemalmaz 2003: 347-48).
Komite’nin ikinci işlevi, Sözleşme’yle üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediği iddiasıyla bir taraf devlet hakkında başka bir taraf devletin Komite’ye şikâyette bulunması durumunda ortaya çıkmaktadır. Ancak bu yolun işleyebilmesi için, ilgili devletin Komite’nin bu yetkisini özel bir “bildirim” ile tanımış olması gerekir. Komite bu tür şikâyetleri dostane çözüme kavuşturmaya çalışır ve gerektiğinde bunun için özel bir komisyon kurar (Gemalmaz 2003: 348).
Nihayet İnsan Hakları Komitesi’nin üçüncü ve belki de en önemli işlevi, Komite’ye yazılı olarak yapılacak bireysel başvuruların karara bağlanmasıdır. Bu yetki, Sözleşme’nin İhtiyarî Protoköl’ünde (Birinci Protokol) öngörülmüştür. Dolayısıyla, bu yol, Sözleşme’nin yanında söz konusu Protokole de taraf olan devletlere karşı işletilebilir. Belirtmek gerekir ki, İnsan Hakları Komitesi’nin bu başvuruyu incelemeye alabilmesi için, aynı konunun başka bir uluslararası soruşturma veya çözüm usulü uyarınca inceleniyor olmaması ve başvurucunun iç hukuk yollarını tüketmiş olması gerekir. Komite incelemesini kendisine sunulan yazılı bilgiler ışığında ve gizli olarak yürütür. Komite’nin, duruma göre, ihtiyatî tedbir kararı alması mümkündür (Gemalmaz 2003: 349). Türkiye İhtiyarî Protokolü 1.3.2006 tarihinde onaylamış bulunmaktadır.
Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’yle ilgili bu denetim mekanizmasından ayrı olarak, İktisadî, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin tanıdığı haklara işlerlik kazandırılmasını izlemek amacıyla, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 1985 tarihli bir kararıyla İktisadî, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi kurulmuştur. İlk toplantısını 1987 yılında yapan Komite periyodik oturumlarında taraf devletlerin sundukları raporları değerlendirmektedir. Komite 1989 yılında aldığı bir kararla, Sözleşme’yle ilgili konularda kendisini “genel yorum”lar üretmeye yetkilendirmiştir (Gemalmaz 2003: 354-55).
Birleşmiş Milletler çerçevesindeki başka bir önemli insan hakları koruma mekanizması 1919 yılında kurulmuş olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) bünyesinde yer almaktadır. ILO’nun amaç ve hedefleri İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden tanımlanmış ve bu safhada örgüt BM’nin “özel uzmanlık birimi” olarak belirlenmiştir (Gemalmaz 2002: 403-404). Uluslararası Çalışma Örgütü kurulduğu 1919 yılından 1999 yılına kadar uluslararası sosyal politika ve hukukun başlıca kaynaklarını oluşturan ikiyüze yakın sözleşmeyi kabul etmiş ve bir o kadar da tavsiye kararı almıştır (Kaboğlu 2002: 205). Bunlar arasında, birçoğu Türkiye tarafından da onaylanmış bulunan, örgütlenme ve sendika özgürlüğüyle, zorla çalıştırma ve ayrımcılık yasaklarıyla ilgili birçok hak ve özgürlük belgesi yer almaktadır. ILO’nun iki genel denetim mekanizması vardır. Bu mekanizmaların biri, rapor incelemesine dayalı olarak, diğeri ise şikâyetlere bağlı olarak işler (Kaboğlu 2002: 205).
Birleşmiş Milletler nezdinde başka tematik sözleşmelerle kurulmuş olan başka denetim organları da vardır. Bunları şu şekilde belirtebiliriz: Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına Dair Komite, İşkenceye Karşı Komite, Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Komite ve Çocuk Hakları Komitesi. Bu organlara da, ilgili oldukları sözleşmelerde tanınan hakların korunmasıyla ilgili olarak İnsan Hakları Komitesi’ninkine benzer yetkiler tanınmıştır.
b) Avrupa Konseyi’nin İnsan Hakları Koruma Sistemi
İnsan haklarının korunmasına ilişkin bölgesel düzenlemeler içinde işlevsel açıdan en etkin olanı şüphesiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kurduğu denetim mekanizmasıdır. Öngördüğü koruma mekanizması bakımından bu Sözleşme’nin uluslararası hukukta önemli bir dönüm noktası teşkil ettiği genellikle kabul edilmektedir (Anayurt 2004: 55). Ayrıca, Türkiye’nin taraflarından biri olması nedeniyle, bu Sözleşme’nin bizim açımızdan da özel bir önemi bulunduğu şüphesizdir. Sözleşme 4 Kasım 1950’de imzalanmış ve 3 Eylül 1953’te yürürlüğe girmiştir. Türkiye bu Sözleşmeyi 10 Mart 1954 tarihinde onaylamış; bireysel başvuru hakkını 1987’de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini ise 1990’da kabul etmiştir. Gerçi, bunun artık bir önemi kalmamıştır. Çünkü, Sözleşme’yi yeniden düzenleyen 11 No.lu Protokol kişisel başvuru yolunun işletilmesini taraf devletlerin iradesine bağlı olmaktan çıkarmıştır.
Sözleşme’nin, 1 Kasım 1998’de yürürlüğe giren 11 No.lu Ek Protokolle yeniden düzenlenmesinden sonraki duruma göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kurduğu koruma mekanizmasının belkemiğini, hukuken bağlayıcı karar alma yetkisine sahip olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi oluşturmaktadır. Daha önce, İnsan Hakları Komisyonu da bu koruma mekanizmasının içinde yer alıyordu. Söz konusu Protokol ise Komisyon ve Mahkeme ikiliğini kaldırarak, tam zamanlı çalışan tek bir Mahkeme kurmuştur. Mahkeme Sözleşmeye taraf devletlerin sayısı kadar yargıçtan oluşmaktadır. Yargıçlar altı yıl için seçilirler, tekrar seçilmeleri mümkündür, ancak en fazla 70 yaşına kadar görev yapabilirler. Yargıçlar seçildikleri ülkeden bağımsız olarak hareket ederler.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kurduğu denetim mekanizması insan hakları konusunda ikincil veya tamamlayıcı nitelikte işlev görmektedir. Bu çerçevede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin denetimi ulusal makamların yerine geçmek üzere oluşturulmuş değildir. İnsan haklarını korumada ve özel olarak ihlâlleri gidermede ilk görev ulusal makamlara (yargı, yasama ve idare makamlarına) düşmektedir. Avrupa Mahkemesi’nin yaptığı, sadece, ulusal düzeydeki denetimi tamamlayıcı bir denetimdir (Anayurt 2004: 58vd.). Onun içindir ki, ihlâl iddiasında bulunanların Strasbourg Mahkemesi’ne başvurmadan önce, iç hukuk yollarını tüketmiş olmaları şartı getirilmiştir. Esasen, Jack Donnelly’nin dikkat çektiği gibi (1995: 281, 284), “(i)nsan hakları nihaî olarak uluslararası değil, esas olarak ulusal bir konudur”. İnsan haklarının korunması konusunda, “uluslararası mekanizmalar olsa olsa ulusal girişimleri tamamlayıcı niteliktedir... Çalışmalarımızın odağı insan haklarının uluslararası boyutları olsa bile, uluslararası girişimlerin başarıya ulaşmasında ulusal ve uluslararası faktörlerin arasındaki etkileşimin oynadığı role daha fazla önem verilmelidir. Uluslararası faktörler varolmakla birlikte, resmin (bunlar) küçük bir parçasını oluştururlar.”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin başka bir önemli ve onu diğer uluslararası antlaşmalardan ayıran özelliği de, hükümlerinin ulusal hukuk sistemlerinde doğrudan doğruya uygulanabilir nitelikte olmasıdır (Anayurt 2004: 70vd.). Yani, Sözleşme hükümlerinin iç hukukta etki doğurabilmesi için, ulusal makamların onları iç hukuk kuralı haline dönüştürmek üzere ek yasama işlemi yapmalarına gerek yoktur. Sözleşme’ye taraf devletlerin yetki alanında bulunan kişiler, o devletin mahkemelerinde doğrudan doğruya bu Sözleşme’nin hükümlerine dayanarak hak talebinde bulunabilirler.
Yeni şekliyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (bkz. Bıçak 2000, Çavuşoğlu 2000; Anayurt 2004: Dördüncü Bölüm); yargısal işlevini Komiteler, Daireler ve Büyük Daire aracılığıyla yerine getirmektedir. Komitelerin üçer, Dairelerin yedişer, Büyük Daire’nin ise 17 üyesi vardır. Komitelerden biri eskiden Komisyon’un yetkisinde olan “kabul-edilemezlik” kararlarını oybirliğiyle vermeye yetkilidir. Komitelerin karara bağlayamadığı bireysel başvuruların kabul edilebilirliği ve esası hakkında ise Daireler karar verirler.
Ayrıca, Sözleşme’nin 30. maddesine göre, Sözleşme’yle ilgili ciddi yorum sorunlarının ortaya çıkması veya Mahkemenin yerleşik içtihatlarına aykırı karar verilmesi ihtimalinin ortaya çıkması halinde, ilgili Daire –taraflar itiraz etmezlerse- Büyük Daire lehine yargı yetkisinden vazgeçebilir. Bir başvuru hakkında kesin kararın Büyük Daire tarafından verilmesinin başka bir yolu Sözleşme’nin 11. Protokol’le düzenlenmiş 43. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre, ilgili Daire’nin kararını vermesinden itibaren üç ay içinde taraflardan biri davanın Büyük Daire’ye götürülmesini isteyebilir. Ancak bu istisnaî bir yoldur ve böyle bir talebin kabulü için, dava Sözleşme ve Protokollerle ilgili ciddi bir yorum sorununa ilişkin olmalıdır. Talebin kabul edilebilirliği hakkında karar vermeye Büyük Daire üyesi beş yargıçlı bir kurul yetkilidir. Büyük Daire’nin kararları kesindir ve uygulanması zorunludur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendisine ulaşan başvuruyu kabul edilebilir bulursa, uyuşmazlığı -eskiden Komisyonun yaptığı gibi- “dostane çözüm” ile de sonuçlandırabilir. Başvurucu ile şikâyet edilen devlet arasında bir uzlaşma sağlamaya yönelik olan dostane çözüm süreci gizli yürütülür.
Avrupa Mahkemesi’nde duruşmalar alenîdir, yani kamuya açık olarak yapılır; ancak Mahkeme istisnaî olarak duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir. Kural olarak dava dosyası da herkesin incelemesine açıktır. Dairelerin kararları, tarafların davanın Büyük Daireye gönderilmesini istemediklerini beyan etmeleri veya üç ay içinde Büyük Daire’ye gönderme talebinde bulunmamaları halinde ve ayrıca Büyük Daire içindeki kurulun istemi reddetmesi halinde kesinleşir. Âkit taraflar (üye devletler) Makeme’nin kesinleşmiş kararlarına uymak zorundadırlar. Kararların uygulanmasını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi takip eder.
“Kişisel başvuru” yolu, Sözleşme’yle güvence altına alınmış bir hakkının ihlâl edildiğini düşünen kişilere veya kişi topluluklarına Avrupa Mahkemesi’ne başvurma imkânı sağlamaktadır. Ancak başvurulabilmesi için, daha önce şikâyet edilen devletin iç hukukundaki bütün yasal başvuru yollarının tüketilmiş olması ve başvurunun kesin karardan itibaren altı ay içinde yapılmış olması gerekir. İç hukuk yolları sadece mahkemelere başvuruyu değil, eğer varsa idarî başvuruları da kapsamaktadır. Yasayla öngörülmüş bir itiraz makamının varlığı ve bu bu yola başvurmanın etkili sonuç üretebilecek durumda olması halinde, idarî başvurudan kaçınılmış olması, iç hukuk yollarının tüketilmediği anlamına geler. Bununla beraber, başvurunun sonuç doğurmayacağı veya başarı şansı bulunmadığı eğer açıksa bu yolun kullanılması zorunluluğu ortadan kalkar (Anayurt 2004: 209).
Kaynak: İnsan Hakları Kitabı, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı Yayını, 2007, Ankara.
(İnsan Hakları Kitabını PDF formatında bilgisayarınıza indirmek için tıklayın)

İNSAN HAKLARI BAŞVURUSU YAPILABİLECEK KURUMLAR

Bir kamu kurumunda bir kamu görevlisi veya kamu görevlilerinden kaynaklanan haksızlığa uğradım ve uluslararası sözleşmeler, anayasa tarafından tanınan temel hak ve özgürlüklerden bir veya birkaçı ile ilgili olarak insan hakları ihlaline uğradım bu durumda ne yapmalıyım? diyorsanız aşağıda yapmanız gereken bilgiler ve öneriler bulunmaktadır:


Öncelikle başvuru yapılabilecek makamları 4 düzlemde ele alabiliriz.

A) Yargıdışı Hak Arama Yolları  

B) Yargı Yolu

C) Uluslararası Mekanizmalar

A) YARGIDIŞI HAK ARAMA YOLLARI:

Bir kamu görevi yapıyorsanız üst idari birimlere yazılı olarak uğradığınız haksızlığın giderilmesini talep edebilirsiniz. Bakınız Dilekçe Hakkında Kanun (pdf belgesi)

Kamu görevlisi değilseniz de ilgili kişilerin görev yaptığı kurumun yetkililerine, Bakanlıklara yazılı başvurabilirsiniz. Örneğin bir hastanede karşılaştığınız bir olumsuz durumla ilgili hastane Müdürlüğüne veya Başhekimliğine ve Hasta Hakları Kuruluna oradan sonuç alınamaması halinde Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu’na veya doğrudan Bakanlığa, Sağlık Hizmetleri ile ilgili her türlü şikayet için Sağlık Bakanlığı''nın (SABİM) ALO 184 adlı Ücretsiz Telefon Hattını arayabilirsiniz. Yerel birimlerden aldığınız cevaplarla birlikte başvurulabilmesi halinde etkili sonuç alma ihtimali artacaktır. Burada Hastanelerle ilgili olduğu gibi karakol, vergi dairesi, tapu kadastro, belediye ve benzeri isimlerini tek tek burada sayamayacağımız diğer tüm kamu kurumlarında olabilecek bu gibi ihlallerde benzeri yol izlenebilecektir.) ALO 150 BİMER Doğrudan Başbakanlık Başbakanlık İletişim Merkezine tüm valiliklerin web sayfalarından ve www.basbakanlik.gov.tr den Dilekçe Hakkı, Bilgi Edinme Hakkı ve İnsan Hakları İhlalleriyle ilgili başvuru yapılabilir. TBMM Dilekçe Komisyonuna da dilekçe ile başvuru yapılabilecektir.

Aşağıda yargı dışı hak arama yolları ile ilgili ayrıntılı bilgiler yeralmaktadır:


ULUSAL BAŞVURU MEKANİZMALARI

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu,
insan hakları ile ilgili diğer görevlerinin yanı sıra insan haklarının ihlale uğradığına dair iddialar ile ilgili başvuruları incelemekte ve gerekli gördüğü hallerde ilgili mercilere iletmektedir. Temel hak ve hürriyetlerinden birisinin ihlal edildiğini düşünen herkes Komisyona başvurabilmektedir. Komisyon, başvuruların sonucu ve yapılmakta olan işlem hakkında başvuru sahibine en geç altmış gün içinde bilgi verir.

Adres : Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Bakanlıklar 06543 ANKARA
Faks : (0.312) 420 53 94
E-Posta : inshkkom@tbmm.gov.tr

Türkiye Büyük Millet
Meclisi Dilekçe Komisyon

Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu, Türk vatandaşları ile karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiyede ikamet eden yabancıların kendileriyle veya kamuyla ilgili dilek ve şikayetlerini incelemektedir.

Adres : Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu 06543
Bakanlıklar / ANKARA
Faks : (0312) 420 53 65
Telefon : (0312) 420 63 48 - 420 63 49
Web : http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/dilekcekomisyonu/index.htm


Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı da insan hakları ile ilgili diğer görevlerinin yanı sıra insan hakları ihlali iddiaları ile ilgili başvuruları incelemek ve araştırmak, inceleme ve araştırma sonuçlarını değerlendirmek ve alınabilecek önlemlere ilişkin çalışmaları koordine etmekle görevlidir. İnsan Hakları Başkanlığı insan hakları ihlali iddialarına ilişkin başvuruları incelemekte ve bir hak ihlali tespit etmesi durumunda ilgili kurumlarla temasa geçerek ihlalin giderilmesi için gerekli işlemlerin yapılmasını sağlamaktadır.

Adres : Yüksel Caddesi No:23 Kat:3 Yenişehir-ANKARA
Faks : (0 312) 430 43 97
Telefon : (0 312) 430 72 84 -430 61 93 – 430 23 78
E-Posta : ihb@basbakanlik.gov.tr

İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları

Tüm il ve ilçelerde bulunan İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları da insan hakları ile ilgili diğer görevlerinin yanı sıra insan hakları ihlali iddiaları ile ilgili başvuruları incelemek ve araştırmak, inceleme ve araştırma sonuçlarını değerlendirmek, ulaşılan sonuçları konusuna göre cumhuriyet savcılıklarına ya da ilgili idari makamlara iletmek ve sonucunu takip etmekle görevlidir.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı İnsan Hakları İhlalleri İnceleme Bürosu kolluk kuvvetleri tarafından yapıldığı iddia edilen insan hakları ihlalleri ile ilgili talep ve şikayetleri incelemektedir.

Adres : İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı İnsan Hakları İhlalleri
İnceleme Bürosu 06100 Bakanlıklar / ANKARA
Faks : (0 312) 418 12 60
Telefon : (0 312) 425 72 14 /3472 - (0 312) 418 14 83-69
Web : http://www.icisleri.gov.tr/_Icisleri/Web/Gozlem2.aspx?sayfaNo=149


JİHİDEM: Jandarma İnsan Hakları İhlallerini İnceleme ve Değerlendirme Merkezi

Jandarma İnsan Hakları İhlallerini İnceleme ve Değerlendirme Merkezi jandarma sorumluluk bölgesinde veya jandarmayla ilişkili olarak, görevlerin icrası esnasında meydana gelebilecek insan hakları ihlalleri iddialarıyla ilgili şikayet ve müracaatları araştırmakta, iddiaların doğruluğu halinde hukuki çerçevede adli ve idari soruşturma yapılmasını sağlamakta, yapılan işlemlerle ilgili gelişmelerden ve sonucundan başvuru sahibine bilgi vermekte ve bu çalışmalarını kamuoyuna açıklamaktadır.

Adres : JİHİDEM Jandarma Genel Komutanlığı Korg. Hulusi SAYIN Kışlası 06500
Beştepe – ANKARA
Faks : (0 312) 212 84 63/0 (312) 215 14 17
Telefon : (0 312) 456 1 156 (pbx)
Web : http://www.jandarma.gov.tr/


Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Hasta Hakları Şubesi


Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Hasta Hakları Şubesi hasta hakları ihlallerinin önlenmesi, hasta hakları uygulamalarının geliştirilmesi, ülke genelinde planlanması, denetlenmesi ve koordinasyonundan sorumludur.
Web : http://sbu.saglik.gov.tr/sbhastahaklari/sikayet.aspx

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu bilgi edinme başvurusuyla ilgili yapılacak itirazlar üzerine verilen kararları incelemek ve kurum ve kuruluşlar için bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin olarak kararlar vermek üzere oluşturulmuştur.

Adres : Başbakanlık Merkez Bina B-04 Bakanlıklar/ANKARA
Faks : (0312) 419 15 35
Telefon : (0312) 419 57 15

Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER ALO 150)

Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER), bilişim ve iletişim teknolojileri kullanılarak hayata geçirilen bir halkla ilişkiler uygulamasıdır. BİMER uygulaması kapsamında Kaymakamlık, Valilik ve Bakanlıkların tümünde “Halkla İlişkiler Müracaat Büroları” kurulmuştur. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Dilekçe Hakkının Kullanılması Hakkındaki Kanun, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na yapılacak müracaatlar ile İnsan Hakları İhlallerine ilişkin müracaatlar BİMER’ e yapılabilir.

BİMER’ e şahsen, telefon, internet ve mektup ile ulaşılabilir.

Şahsen müracaat:
BİMER çerçevesinde kaymakamlıklar,valilikler ve bakanlıklarda halkla ilişkiler müracaat büroları kurulmuştur. Vatandaşlar bu bürolara şahsen gelerek müracaatta bulunabilirler.

Telefon ile müracaat:
BİMER uygulaması için Türkiye genelinde “Alo150” numarası tahsis edilmiştir.Vatandaşlar bu numaradan BİMER’e ulaşabilirler. “Alo 150” numarası sabit telefonlardan aranabileceği gibi cep telefonlarından da aranabilir. Ancak “Alo 150” hattını cevaplamak üzere sadece valiliklerde çağrı merkezleri bulunmaktadır. Kaymakamlık ve Bakanlıklar’a “Alo 150” hattı üzerinden ulaşılamaz.

İnternet ile müracaat:
BİMER’e http://www.basbakanlik.gov.tr/bimer/index.htm adresinden ve Valiliklerin internet adreslerinden ulaşılıp her türlü müracaat bu adresten yapılabilir.

E-posta ile müracaat:
bimer@basbakanlik.gov.tr adresine elektronik posta ile müracaat yapılabilir.

Mektup ile müracaat: Kaymakamlıklar, valilikler veya Başbakanlık ile tüm bakanlıklardaki Halkla İlişkiler Büroları’na mektupla müracaat yapılabilir


Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, il ve ilçe merkezlerinde, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulamasından doğan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla en az bir tüketici sorunları hakem heyeti oluşturmakla görevlidir.

Başkanlığı Sanayi ve Ticaret İl Müdürü veya görevlendireceği bir memur tarafından yürütülen tüketici sorunları hakem heyeti; belediye başkanının konunun uzmanı belediye personeli arasından görevlendireceği bir üye, baronun mensupları arasından görevlendireceği bir üye, ticaret ve sanayi odası ile esnaf ve sanatkar odalarının görevlendireceği bir üye ve tüketici örgütlerinin seçecekleri bir üye olmak üzere başkan dahil beş üyeden oluşur. Ticaret ve sanayi odası ya da ayrı ayrı kurulduğu yerlerde ticaret odası ile esnaf ve sanatkar odalarının görevlendireceği üye, uyuşmazlığın satıcı tarafını oluşturan kişinin tacir veya esnaf ve sanatkar olup olmamasına göre ilgili odaca görevlendirilir.

Bakanlık taşra teşkilatının bulunmadığı il ve ilçelerde tüketici sorunları hakem heyetinin başkanlığı en büyük mülki amir ya da görevlendireceği bir memur tarafından yürütülür. Tüketici örgütü olmayan yerlerde tüketiciler, tüketim kooperatifleri tarafından temsil edilir. Tüketici sorunları hakem heyetinin oluşumunun sağlanamadığı yerlerde noksan üyelikler, belediye meclislerince re’sen doldurulur.

Tüketici sorunları hakem heyetlerinde heyetin çalışmalarına ve kararlarına esas olacak dosyaları hazırlamak ve uyuşmazlığa ilişkin raporu sunmak üzere en az bir raportör görevlendirilir.

Değeri belirli bir miktarın (1/1/2007 tarihinden geçerli olmak üzere 792,12 YTL) altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Bu kararlar İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.

Değeri belirli bir miktar (1/1/2007 tarihinden geçerli olmak üzere 792,12 YTL) ve üstündeki uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerinin verecekleri kararlar, tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir. Kararların bağlayıcı veya delil olacağına ilişkin parasal sınırlar her yılın Ekim ayı sonunda Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Endeksinde meydana gelen yıllık ortalama fiyat artışı oranında artar. Bu durum, Bakanlıkça her yıl Aralık ayı içinde Resmi Gazetede ilân edilir.

Cezai yaptırıma bağlanmış hususlar dışındaki tüm uyuşmazlıklar, tüketici sorunları hakem heyetlerinin görev ve yetkileri kapsamındadır.

(Ayrıntılı bilgi için bkz: 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun)



Zarar Tespit Komisyonları


Zarar Tespit Komisyonları
, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanması amacıyla oluşturulmuştur. Komisyon, bir başkan ve altı üyeden oluşur. Valinin görevlendireceği vali yardımcısı komisyonun başkanı; maliye, bayındırlık ve iskân, tarım ve köyişleri, sağlık, sanayi ve ticaret konularında uzman ve o ilde görev yapan kamu görevlilerinden vali tarafından belirlenecek birer kişi ile baro yönetim kurulunca baroya kayıtlı olanlar arasından görevlendirilecek bir avukat komisyonun üyesidir. Komisyon salt çoğunlukla toplanır ve kararlar üye tam sayısının salt çoğunluğuyla alınır.
Komisyonun görevleri şunlardır:

a) Zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu hâlinde bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek.

b) Kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca uygulanmış projelerin, zararın giderilmesine katkıları; zarar görenin değerlendirebileceği enkaz ve diğer yararlar; sigorta şirketlerince veya ilgili mevzuata göre kamu kurum ve kuruluşları ile sosyal güvenlik kuruluşlarınca ödenen tazminatlar, tedavi ve cenaze giderleri ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan yapılan yardımların zarar miktarından mahsup edilmesi suretiyle belirlenen ve 9 uncu veya 10 uncu maddelere göre yapılan nakdî veya aynî ödeme miktarını içeren sulhname tasarılarını hazırlamak.

c) Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya 12 nci maddenin ikinci fıkrasına göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenleyerek bir örneğini ilgiliye tebliğ etmek.

d) Başvuranın, bu Kanun kapsamına giren bir zararının bulunmadığının tespit edilmesi hâlinde, buna ilişkin karar tutanağı düzenleyerek bir örneğini ilgiliye tebliğ etmek.


Başvurunun süresi, şekli, incelenmesi ve sonuçlandırılması:


Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez. Bu Kanun kapsamındaki yaralanma ve sakatlanmalarda, yaralının hastaneye kabulünden hastaneden çıkışına kadar geçen süre, başvuru süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaz.


İlgili valilik dışında diğer valilikler, kaymakamlıklar, Türkiye Cumhuriyeti dış temsilcilikleri, diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan başvurular ilgili valiliğe gönderilir.


Komisyon, zarar görenlerce yapılacak her başvuru ile ilgili çalışmalarını, başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlamak zorundadır. Zorunlu hâllerde, bu süre vali tarafından üç ay daha uzatılabilir.


Komisyon, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi ve yardımı isteyebileceği gibi, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabilir veya bunlardan görüş alabilir.


Komisyonun başkan ve üyeleri; kendilerinin, eşlerinin ve üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve kayın hısımları ile vekili, vasisi ya da kayyımı oldukları kişilerin zararları ile ilgili komisyon toplantılarına katılamazlar.


Komisyonun sekreterlik hizmetleri il özel idarelerince yürütülür.


Komisyon üyeleri bilirkişi olarak görevlendirilemez.

Komisyonun giderleri Bakanlık ve/veya il özel idaresi bütçesinden karşılanır.


Dava açma süresi içinde yapılan başvuru, nihaî işlem sonucunun ilgiliye tebliğine kadar genel hükümlere göre dava açma sürelerini durdurur.


Karşılanacak zararlar:


5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar şunlardır:


a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar.
b) Yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri.
c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar.


(Ayrıntılı bilgi için bkz: 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun)

 
B) YARGI YOLU:
Adli veya İdari Mahhkemeler aracılığıyla hakkınızı arayabilirsiniz. Öncelikle bir avukata danışmanız önerilir. Eğer avukat tutma imkanım yok diyorsanız İlinizde bulunan Baroya başvurarak Adli Yardım Sisteminden yararlanabilirsiniz. Başvurunuz incelenerek yardıma ihtiyacınız olduğu tespit edilirse yardım yapılmaktadır.
C) ULUSLARARASI BAŞVURU MEKANİZMALARI
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
İşkenceyi Önleme Komitesi :
Türkiye, İşkence ve Diğer Zalimane, Gayrıinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 22'nci maddesinin 1'inci paragrafı uyarınca, ihlalinden mağdur olduğunu iddia eden, kendi yargısına tabi kişilerden gelen veya onlar adına yapılan şikayetleri kabul etmek ve incelemek için, İşkenceyi Önleme Komitesinin yetkisini tanıdığını beyan etmiştir.
İşkenceyi Önleme Komitesinin bir başvuruyu inceleyebilmesi için; aynı konunun başka uluslararası tahkik veya çözüm usulü çerçevesinde incelenmiş ve halen de inceleniyor olmaması ve kişinin tüm ulusal kanun yollarını tüketmiş olması gerekmektedir. Ancak, kanuni yolların uygulanmasının makul olmayan şekilde uzaması veya Sözleşmenin ihlalinden dolayı mağdur olan şahsın zararını etkin bir şekilde karşılamamasının muhtemel olması halinde tüm ulusal kanun yollarının tüketilmiş olması şartı aranmayacaktır.
Adres : Petitions Team
Office of the High Commissioner for Human Rights
United Nations Office at Geneva
1211 Geneva 10, Switzerland
Fax : + 41 22 9179022
E-mail : tb-petitions@ohchr.org
Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi :
Türkiye, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine İlişkin İhtiyari Protokol’e taraf olmakla, yargılama yetkisi altında bulunan bireyler veya bireylerden oluşan gruplar tarafından ya da onlar adına, Sözleşme'de yer alan haklardan herhangi birinin kendisi tarafından ihlali sonucu mağdur kalındığı iddiası ile Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi'ne yapılacak başvuruların anılan Komite tarafından kabul ve inceleme yetkisini tanımıştır.
Komite, iç hukuk yollarının işletilmesinin makul olmayan şekilde uzadığı veya etkili sonuç verme ihtimalinin zayıf olduğu durumlar dışında, mevcut tüm iç hukuk yollarının tüketildiği hususunu açıklığa kavuşturmadıkça, yapılan bir başvuruyu değerlendirmeyecektir. Aynı başvurunun, daha önce Komite tarafından veya başka bir uluslararası soruşturma veya çözüm çerçevesinde incelenmiş veya incelenmekte olması halinde Komite başvurunun kabul edilemez olduğunu bildirecektir:
Adres : Committee on the Elimination of Discrimination against Women
c/o Division for the Advancement of Women, Department of Economic and Social
Affairs
United Nations Secretariat
2 United Nations Plaza
DC-2/12th Flor
New York, NY 10017 United States of America
Fax : + 1-212-963-3463
İnsan Hakları Komitesi :
Türkiye, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokol’e taraf olmakla, kendi egemenlik yetkisine tabi bulunan ve Sözleşmede düzenlenen haklarının bu kendisi tarafından ihlal edildiğini iddia eden bireylerin yapacağı şikayetleri İnsan Hakları Komitesinin alma ve değerlendirme yetkisini tanımıştır. Sözleşmede belirtilen haklarından birinin ihlal edildiği iddiasında bulunan ve bütün iç hukuk yollarını tüketen bireyler, inceleme yapması için Komiteye yazılı şikayette bulunabilirler. İç hukuk yollarının uygulanması makul olmayacak ölçüde uzun sürecek ise, bu şartın yerine getirilmesi aranmaz. Başka bir uluslararası soruşturma veya çözüm usulüne göre incelenmekte olan bir şikayet hakkında inceleme yapamaz. Türkiye, Protokol’e, Komite’nin yetkisinin bireyler tarafından iletilen şikayete konu sorunun, başka bir uluslararası çözüm veya soruşturma usulü tarafından, zaten incelenmiş veya incelenmekte olduğu durumlara ilişkin şikayet bildirimlerini kapsamadığı yönünde çekince koymuştur.
Adres : Petitions Team
Office of the High Commissioner for Human Rights
United Nations Office at Geneva
1211 Geneva 10, Switzerland
Fax : + 41 22 9179022
E-mail : tb-petitions@ohchr.org
 
AVRUPA KONSEYİ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi :

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve protokollerinde tanınan hakların Yüksek Sözleşmeci Taraflardan biri tarafından ihlalinden zarar gördüğü iddiasında bulunan her gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş veya kişi grupları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve kesin karardan itibaren altı aylık süre içinde başvurulabilir. AİHM'ne Başvuru formu aşağıda yeralmaktadır.

Adres : European Court of Human Rights Council of Europe
67075 Strasbourg-Cedex France
Tel : +33 (0)3 88 41 20 18
Fax : +33 (0)3 88 41 27 30

AVRUPA İNSANHAKLARI MAHKEMESİ BAŞVURU FORMU (word belgesi)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Karar Arama

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BAŞVURU FORMU
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında Mahkemeye Başvuru Formu
BAŞVURU ÖRNEĞİ

COUR EUROPEENNE DES DROITS DE L’HOMME
EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS

Conseil de l’Europe- Council of Europe
Strasbourg , France

A.İ.H.SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA MAHKEMEYE BAŞVURU FORMU

I. LES PARTIES
THE PARTIES
TARAFLAR

A.LE REQUERANT/LA REQUERANTE
THE APPLICANT
BAŞVURUCU
(Renseignements a fournir concernat le requerant/la requerante et son/sa representant(e) eventuel(le))
(Fill in the following details of the applicant and the representative, if any)
(Başvurucu ve varsa temsilcisi hakkında verilmesi gereken bilgiler)

1. Nom de famille....................................................
Surname First name (s)
Soyadı

2. Prenom (s)........................................................
First Name(s)
Adı

Sexe: masculin/feminin.............................................
Sex: male/female
Cinsiyeti: erkek/kadın

3. Nationalite........................................................
Nationality
Milliyeti

4. Profession........................................................
Occupation
Mesleği
5. Date et lieu de naissance.....................................................................................
Date and place of birth
Doğum tarihi

6. Domicile .......................................................................................................
Permanent address
İkametgahı

7. Tel. No...........................................................................................................

8. Adresse actuelle (si differente de 6.) ................................................................
Present address (if different from 6.)
Şu anki adresi (6'da belirtilen ikametgahından farklı ise)

9. Nom et prenom du/de la representant(e)*.........................................................................................................
Name of representative*
Temsilcinin Adı*

10.Profession du / de la represant (e) ................................................................................................................
Occupation of represantative
Temsilcinin mesleği

11. Adresse du / de la representant(e) ................................................................................................................
Address of representative
Temsilcinin adresi

12. Tel. No: ................................................. Fax No ............................
13. LA HAUTE PARTIE CONTRACTANTE
THE HIGH CONTRACTING PARTY
YÜKSEK SÖZLEŞMECİ TARAF
(Indiquer ci-apres le nom de l'Etat / des Etats contre le (s) quel (s) la requete est dirigee)
(Fill in the name of the State(s) against which the application is directed)
(Aşağıda başvurunun hangi devlet aleyhine yöneltildiğini belirtiniz)

........................................................................................................................

II- EXPOSE DES FAITS
STATEMENT OF THE FACTS
OLAYLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA
(Voir chapitre II de la note explicative)
(see part II of the Explanatory Note)
(Açıklayıcı Notun II. Bölümüne bakınız)

14....................................................................................................................

Si necessaire, continue sur une feuille separee
Continue on a seperate sheet if necessary
Eğer gerekli görürseniz ayrı bir sayfada devam edebilirsiniz

III- EXPOSE DE LA OU DES VIOLATION (S) DE LA CONVENTION ET/OU DES PROTOCOLES ALLEGUEE (S), AINSI QUE DES ARGUMENTS A L'APPUI
STATEMENT OF ALLEGED VIOLATION(S) OF THE CONVENTION AND/ OR PROTOCOLS AND OF RELEVANT ARGUMENTS
BAŞVURUCU TARAFINDAN ÖNE SÜRÜLEN SÖZLEŞME İHLALLERİ İLE İDDİALARIN DAYANAKLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
(Voir chapitre III de la note explicative)
(see Part III of the Explanatory Note)
(Açıklayıcı Notun III. Bölümüne bakınız)

15....................................................................................................................

IV- EXPOSE RELATIF AUX PRESCRIPTIONS DE L'ARTICLE 35 / 1 DE LA CONVENTION
STATEMENT RELATIVE TO ARTICLE 35 / 1 OF THE CONVENTION
SÖZLEŞME'NİN 35. MADDESİNİN 1. FIKRASINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
(Voir chapitre IV de la note explicative. Donner pour chaque grief, et au besoin sur une feuille separee, les
renseignements demandes sous les points 16 a 18 ci-apres)
(See Part IV of the Explanatory Note. If necessary, give the details mentioned below under points 16 to 18 on a separate sheet for each separate complaint)
(Açıklayıcı Notun IV. Bölümüne bakınız. Her şikayet için, gerektiğinde ayrı bir sayfa kullanarak, aşağıdaki 16'dan 18'e kadar numaralandırılmış alt bölümlerde istenen bilgileri veriniz)
........................................................................................................................

16. Decision interne definitive (date et nature de la decision, organe- judiciaire ou autre- l'ayant rendue)
Final decision (date, court or authority and nature of decision)
Nihai karar (kararın tarihi, niteliği, Kararı veren merci- adli veya diğer-)
........................................................................................................................

17. Autres decisions (enumerees dans l'ordre chronologique en indiquant, pour chaque decision, sa date, sa Nature et l'organe-judiciaire ou autre- l'ayant rendue)
Other decisions (list in chronological order, giving date court or authority and nature of decision for each Of them)
Diğer kararlar (tarih sırasına göre her kararın tarihi, niteliği ve kararı veren merci-adli veya diğer Belirtilmelidir)
........................................................................................................................

18. Dispos (i) ez-vous d'un recours que vous n'avez pas exerce? Si oui, lequel et pour quel motif n'a-t-il pas ete exerce?
Is there or was there any other appeal or other remedy available to you which you have not used?. If so, explain why you have not used it.
Başvurmadığınız başka bir çözüm yolu var mı ?. Eğer varsa, nedir ve neden bu yola başvurulmadı?
........................................................................................................................

19. Si necessaire, continuer sur une feuille separee
Continue on a separate sheet if necessary
Eğer gerekli görürseniz ayrı bir sayfada devam edebilirsiniz

V-EXPOSE DE L'OBJET DE LA REQUETE ET PRETENTIONS PROVISOIRES POUR UNE SATISFACTION EQUITABLE
STATEMENT OF THE OBJECT OF THE APPLICATION AND PROVISIONAL CLAIMS FOR JUST SATISFACTION
BAŞVURUNUN AMACINA VE HAKKANİYETE UYGUN TATMİN TALEPLERİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA
(Voir chapitre V de la note explicative)
(see Part V of the Explanatory Note)
(Açıklayıcı Not'ta V. Bölüme bakınız)

20....................................................................................................................

VI-AUTRES INSTANCES INTERNATIONALES TRAITANT OU AYANT TRAITE L'AFFAIRE
STATEMENT CONCERNING OTHER INTERNATIONAL PROCEEDINGS
DİĞER ULUSLARARASI MAKAMLAR ÖNÜNDEKİ USULLERE İLİŞKİN AÇIKLAMA
(Voir chapitre VI de la note explicative)
(see Part VI of the Explanatory Note)
(Açıklayıcı Not'ta VI. Bölüme bakınız)

Avez-vous soumis a une autre instance internationale d'enquete ou de reglement les griefs enonces dans la presente requete? Si oui, fournir des indications detaillees a ce sujet.
Have you submitted the above complaints to any other procedure of international investigation or settlement? If so, give full details.
Bu başvurunuzdaki şikayetlerinizi başka bir uluslararası makama sundunuz mu?. Eğer sunduysanız, bu konuda ayrıntılı bilgi veriniz.

........................................................................................................................

VII- PIECES ANNEXEES
LIST OF DOCUMENTS
BELGELER LİSTESİ
(PAS D'ORIGINAUX, UNIQUEMENTDES COPIES)
(NO ORIGINAL DOCUMENTS, ONLY PHOTOCOPIES)
(BELGELERİN ASLI DEĞİL SADECE ÖRNEKLERİ)

(Voir chapitre VII de la note explicative. Joindre copie de toutes les decisions mentionnees sous ch. IV et VI ci-dessus.Se procurer, au besoin, les copies necessaires, et, en cas d'impossibilite, expliquer pourquoi celles-ci ne peuvent pas etre obtenues.Ces documents ne vous seront pas retournes.)
(See Part VII of the Explanatory Note. Include copies of all decisions reffered to in Parts IV and VI above. If you do not have copies, you should obtain them. İf you can not obtain them, explain why not. No documents will be returned to you.)
(Açıklayıcı Not'un VII. Bölümüne bakınız. Yukardaki IV ve VI. Alt bölümlerde belirtilen bütün kararların örneğini ekleyiniz. Eğer bu belgeler elinizde yoksa temin ediniz. Eğer temin edemiyorsanız bunun nedenini açıklayınız. Gönderdiğiniz belgeler size geri verilmeyecektir.)
a).....................................................................................................................
b).....................................................................................................................
c).....................................................................................................................

VIII-DECLARATION ET SIGNATURE
DECLARATION AND SIGNATURE
BİLDİRİM VE İMZA
(Voir chapitre VIII de la note explicative)
(see Part VIII of the Explanatory Note)
(Açıklayıcı Not'ta VIII. Bölüme bakınız)

22. Je declare en toute et loyaute que les renseignements qui figurent sur la presente formule de requete sont exacts.
I hereby declare that, to the best of my knowledge and belief, the information I have given in the present Application form is correct.
Bu başvuru formunda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu bildiririm ve inancım dahilinde beyan ederim.

Lieu/Place/ Yer...........................................................
Date/ Date/Tarih........................................................

(Signature du/de la requerant(e) ou du/de la representant(e)
(Signature of the applicant or of the representative)
(Başvurucunun veya temsilcisinin imzası)


*Si le/la requerant(e),jondre une procuration signee par le/la requerant(e) en faveur du/ de la reresentant(e)
A form of authority signed by the applicant should be submitted if a representative is appointed.
Eğer başvurucu temsil ediliyorsa, temsilciyi vekil atayan ve başvurucunun imzasını taşıyan bir Yetki Belgesi ekleyiniz.

 
İSLAM'İ İNSAN HAKLARI SAVAŞÇILARI Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol