İslam Davasının Mücahidleri

İSLAM DAVASININ MÜCAHİDLERİ VE MÜCAHİDELERİ

Ammar, yürekli musab gibi sevdalıdırlar, ömer gibi asla taviz vermezler, ebubekir sıddık gibi doğruluktan asla ayrılmayan İslam davasının onuru zindanların zeynebi hasan’ların hüseyin’lerin anneleridir onlar, rablerinin katında kimsenin kimseye yardım etmediği o günde onun sevdiği kullarından olanlardır, İslam’i davayı sırtlamak isteyenler bu yükü omuzlarına almak isteyenler mutlaka bu dava için can vermeyide göze alanlardır, islamı bir hayat yaşayanlar.

Asla mucadelelerinde taviz vermemiştir, cünkü onlar birer öncüdürler,
İslam kılıç gibi keskin ve kıl gibi incedir, keyfi olarak asla hayatımıza göre degiştiremeyiz,
İslami mücadele içinde olanlar, ilk başta ayetlerde anlatıldığı maldan candan vazgecenlerdir, asla bu davaya ihanet etmeyenler zoru gördümü kacmayanlardır.

Namazda ALLAH ın birliğine şehadet eden parmağın, tağuti bir zülme
parmak basmayacaklarını cok iyi bilirler, onların bildikleri kadar zalimlerde bilirler öncü olanların tebliğci olduklarını.

               İslam davası sadece erkeklerin sırtlarına yüklenen bir dava
olmadığı gibi şehitlikte sadece erkekler için degil, mutlaka bu dava için makam mevkilerini terk eden hanım kardeşlerimizde olacaktır.

               Nurullhak saatçioğlu ve cavide caglar, havva barayev, ayat el ahras ve niceleri olacaktır, İslam davası uğruna herşeylerini feda etmeye hazırdırlar.

               Birgün mutlaka ölüm bizi bulacaktır ve birgün mutlaka ahiretin
bekleme salonuna dönecegiz, bunun bilincinde olan Müslümanlar, mü’minler, mü’mineler herzaman bu uğurda savaşmıştır.

Allah-u Teâlâ, bir kulu sevdiği zaman Cibril'i
çağırır ve: ‘Ben falanca kulumu seviyorum, onu sen de sev’ buyurur.
Cibril de o kulu sever. Sonra gök ehline seslenerek: ‘Haberiniz olsun, Allah falanca kulu seviyor, onu siz de sevin!’ der. Onu gök ehli de sever. Sonra onun sevgisi, yerdekilerin gönüllerine yerleşir.” (Sahih-i Müslim)

Buna uyan nice kardeşimiz vardır, belkide filiz beyaz, nurulhak saatçioğlu, cavide cağlar kardeşimizde bunlardandır.

İslam davası asla geri durmayacaktır bazen duraksayabilir, ama asla
geriye dönüşü olmayan bir davadır, cünkü rabbim nurunu tamamlayana kadar bu dava devam edecektir,bu dava uğrunda zindanlara düşenler olacak şehit ve şehide olacaktır,
ama geriye dönmeyecegiz cünkü tek amacımız rızayı ilahi olmalıdır

Bizler makam mevki için bu dini secmedik, bizler rabbim nurunu tamamlasın, bizden razı olsun diye mücadele ediyoruz bu mücadeleyi geri plana itip dünyevi şeylerle ugraşmayacağız, ama dünya ile ahiret arasındaki denyegi kurmalıyız.

İslam’i dava’da zalim’ler mutlaka önümüzü tıkamak isteyeceklerdir, geçmişte
öncüleri şehit ettikleri gibi bu zamandada yapacaklardır, ama o şehitler
yolumuza ışık olacaklardır, sevdası büyük olanın, eylemide büyük olur, ama sevmeyenide cok olur cünkü dava büyük imtihanlarla doludur, bir yol demektir, onlar karanlık zamanlarımızda bize birer oldular, onlar islam ümmetinin mücahideleri ve şehideleridir,