Domuzlar İnsan Sağlığı İle Oynuyorlar
DOMUZCULAR VE DOMUZ SEVERLER İNSAN SAĞLIĞI İLE OYNUYORLAR
Gaziosmanpaşa Hacım aslı köyü domuz Çiftliği’nin suları ve katı atıkları 300 metre mesafedeki Sazlı dere Barajı’na akıyor. Baraj on milyon kişinin su ihtiyacını karşılıyor.
Çiftlikte 5 bin domuz var.
Türkiye'deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında Müslümanlara haram olan domuz eti üretiliyor.
Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere 'kıyma' seklinde satılıyor.
Domuz etini Salam, sosis olarak da piyasaya sürmek en sık kullanılan yöntem.
Peki, neden domuz?
'Dinen yasak olmasına, Türk yemek kültürüne aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazip bir konu?'
Çünkü domuz yetiştiriciliği kârlı bir iş. Domuz üretken bir hayvan. Cinslerine ve yaşına göre yılda bir, iki, bazen de üç kez ve her batında 15-20'ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor.
Bir domuz yılda iki kez doğum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa, 20 sene yasayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor. Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor.
Normal şartlarda evcil bir domuzun yüzde 30'u yağ olarak ayrılabilmekte iken bu rakam bazen yüzde 50'yi bulabiliyor. Yani 150 kg. bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da dana ya da koyuna göre tercih edilmesinde önemli bir etken.
Beslenmesi kolay, leş dâhil- her şeyi yiyebiliyor.
Her domuz da ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor.
Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul. Diger çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kg domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor.
Türkiye'deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. oldugu göz önüne alınırsa tablonun vehameti daha da netleşiyor.
Kilosu 1 ile 3,5 milyon lira arasında satılan bu domuz etlerinin ağırlıklı olarak kıyma, sucuk, salam ve sosis olarak satıldığı dile getiriliyor.
Çiftlik çalışanlarından İsmail Türk'ün verdigi bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.
Bu ve benzeri çiftliklerden resmi olarak beş firma domuz satın alıyor:
Çerkezo, Polonez, Nuta, Namet ve Sütte...
1. Çerkezo aldığı ürünleri Salam Sosis olarak piyasaya sürerken aynı zamanda Teşvikiye’deki Şarküterisinden de nihai tüketiciye ulaşıyor. (ki bu firmanın bir de TADET adı altında otellere ürün sattığı bir markası daha bulunuyor.
Aynı zamanda butik mağazalarda ve ulusal zincir mağazalarda satılan BONUS markalı ürünlerin üreticisi de ÇERKEZO...
2- Ayazağa'daki Çerkezo'nun hemen yanında üretim yapan
SÜTTE firması da salam, sosis ve jambonlarını markasıyla satıyor. Ancak bilinen bu firmalar ürünleri çeşitli zamanlarda farklı isimlerde piyasaya sürüyor.
SÜTTE firması da salam, sosis ve jambonlarını markasıyla satıyor. Ancak bilinen bu firmalar ürünleri çeşitli zamanlarda farklı isimlerde piyasaya sürüyor.
Daha önce Sütte olarak piyasaya sürülen domuz mamulleri son dönemde PIGGY adıyla satılıyor. Üstelik ünlü Amerikan fast food zincirlerinden Little Caesar's Pizza tam 10 yılı aşkın süreden beri et mamullerini SÜTTE firmasından temin edip bizlere bir güzel yediriyor.
3- POLONEZ 5 yıl öncesine kadar resmi olarak domuz ürünleri imal edip MIGROS’larda açık açık ürünlerini satarken, son yıllarda %100 dana etinden ürünler imal ettiğini iddia ediyor.
'Peki ya bunları göz göre göre mağazalarında sattıran satın alma müdürleri aldıkları rüşvetin yanı sıra bu milletin vebalini aldıklarını da biliyorlar mı sizce?'
POLONEZ’in ciddi anlamda piyasaya yayılmasındaki en büyük faktör MIGROS' tur. O dönem Migros'un et mamulleri satın almasında olan (Su an oyuncak reyonunda satın almacılık yapan) Coşkun bey'in büyük paralar karşılığında POLONEZ'le işbirliği içerisinde olduğunu ve bizzat domuzları bizlere yediren kişi olduğunu biliyor muydunuz?
Peki ya
Migros'ta çalışan tüm tezgâhtarların eksiksiz olarak her ay sonunda POLONEZ 'in sahibi MUSTAFA AKKAS beyden (veya satış müdürü sıfatı ile çalışan ALI ÖZYAVAŞ'tan) maaşlarını ve primlerini (bizlere sattıkları et mamulleri üzerinden ) aldıklarını biliyor muydunuz?
Peki,
Peki,
METRO GROS MARKETLER'in (Su anki değil bir önceki) satın almacılığını yapan kişinin Su an BAĞDAT CADDESİNDE bulunan Polonez - Barbekü restoranları' nın sahibi olduğunu biliyor muydunuz?
Peki, İzmir’in kalesi olarak görülen
Peki, İzmir’in kalesi olarak görülen
KiPA Marketlerin satın almacılığını yapan bayanın Polonez'in resmi hissedarı olduğunu biliyor muydunuz?
PEKİ, AMERİKAN FAST FOOD ZİNCİRİ
DOMINO'S PIZZA ve ALMAN EKOLÜ DR.OETKER PIZZALARIN İÇERİSİNDE POLONEZ ET MAMULLERİNİN KULLANILDIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?
PEKİ
GİMA MARKALI VE PİYASALARDA SATILAN OPİ MARKALI ÜRÜNLERİ POLONEZ'IN ÜRETTİĞİNI VE BUNUN KARŞILIĞINDA NE KADAR PARA YEDİRDİĞİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?
'Peki, sizce Türkiye'de domuz eti yemeyen insan kalmış mıdır?
4- NUTA öncelikle 7 TEPE markası ile tanınmakla beraber Güneydeki - Her sey dâhil - tatil köylerinin bir numaralı tedarikçisi, e tabi yabancı turistlerin yaninda yerli turistlerde güme gidiyor.
Bu firmalar özellikle büyük alışveriş merkezlerinde ayrı bir stant açıyorlar. Ancak küçük Şarküterilerde karışık olarak duruyor ve birçok tüketici farkına varmadan domuz ürünlerini satın alabiliyor.
Üstelik işin ilginç tarafı bu firma şimdi de firma tanıtım CD si hazırlamış Carrefour gibi büyük hipermarketlerde ne kadar sağlıklı üretim yaptığını anlatıyor. Ama 7 TEPE SOSIS hafta sonları marketlerde KDV dâhil 2.900 YTL ye satılıyor.
Çünkü maalesef bu adamlar sosislerin içerisinde hayvan küspesi gibi lafını bile etmek istemediğimiz katkılar kullanıyorlar... Domuz hammaddeli salam ve sosislerin kesiminin yapılıp piyasa sürüldüğü bir baska yer de
NUTA’ nın üretimini yapan kisinin islettiği Dolapdere'deki imalathane. (IDEAL markalı salam sosis imalatçısı )
5- NAMET ünlü EMİNÖNÜ HASIRCILAR ÇARŞISININ İÇİNDE yıllardır tanınan NAMLI PASTIRMACI’ nın modern hali! Su an modern(!) üretim tesisleri BAYRAMPASA MEGACENTER (GIDA HALİ) içinde derme çatma bir imalathaneden öteye geçemeyecek konumda olan ve üretim kapasiteleri aylık -günün 24 saati çalıştıklarını düşünürseniz- 70 tonu geçemeyecek olan bu imalathanede NAMET ayda 270 ton et mamulü üretiyor ve satıyor.
Bu aradaki 200 tonluk kapasite açığını ise İSTANBUL DIŞINDA ne idüğü belirsiz imalathanelerde, merdiven altı firmalarda üretim yaptırıp üzerine ' %100 NAMET KALİTESİ' bastıktan sonra (üretim yeri olarak BAYRAMPAŞA'daki adreslerini gösteriyorlar) bizlere afiyetle yediriyorlar.
Carrefour ve diger tüm zincir mağazalarda POLONEZ'in uyguladığı benzer taktikleri uygulayan NAMET bugün kapasitesinin 3 kat üzerinde üretim yaparak gururla ülkemizi temsil ediyor.
Peki, janjanlı ambalaja sahip NAMLI pastırmaları' nın sahipleri olan Engin ve Esen Mepa kardeşlerin ayni zamanda Çorlu'daki domuz çiftliklerinin yarı hissesine sahip olduklarını da biliyor muydunuz?
2000 yılında patlak vermiş olan kaçak buffalo etlerinin de NAMLI pastırmaları' nın sahipleri olan Engin ve Esen Mepa kardesler tarafından getirildiğini hatta Bayrampaşa’daki imalathanelerinin gazetecilerin ve kameraların gözü önünde basıldığını, Engin Mepa'nin Show TV'ye, o dönemin 1 trilyon lirayi kendi elleriyle hediye ettiğini, sonra da Milliyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerine verdikleri dev ilanlarla tüm olanları ve baskınları yalanladıklarını biliyor muydunuz?
NAMLI Pastırmalarının hem % 5 hissesine sahip olan, hem de imalat müdürlüğünü yapan Muzaffer adındaki sahsın aynı dönemde kardeşi ile Bağcılar semtinde açmış oldugu imalathanede at ve eşek etinden yaptığı pastırmaları dilimleyerek zincir marketlere sattıklarını biliyor muydunuz?
2004 yılında da Uğur Dündar ekibi tarafından basılarak ekranlarda gösterildiğini hatırlayabildiniz mi?
Domuz konusunda herkes topu başkasına atıyor. Bu noktada tüketicinin yapması gereken şeyi Çevre Sağlık İl Müdürlüğü Gıda ve Çevre Kontrol Şubesi
Müdürü İrfan Yılmaz özetliyor;
'- Piyasadaki etleri denetlemek mümkün olmuyor.'
'Kısacası ne yediğinize dikkat edin. Çok emin olmadığınız bilmediğiniz markaların ambalaj güzelliğine kanmayın.'
Domuz konusunda herkes topu başkasına atıyor. Bu noktada tüketicinin yapması gereken şeyi Çevre Sağlık İl Müdürlüğü Gıda ve Çevre Kontrol Şubesi
Müdürü İrfan Yılmaz özetliyor;
'- Piyasadaki etleri denetlemek mümkün olmuyor.'
'Kısacası ne yediğinize dikkat edin. Çok emin olmadığınız bilmediğiniz markaların ambalaj güzelliğine kanmayın.'