Büyük İhanet
3 MART 1924 ALLAH’ın RASUL’üne YAPILAN EN BÜYÜK İHANET’in TARİHİ
3 Mart 1924, İslam Peygamberi olan Hz Muhammed’in emaneti olan, zayıf ve kimsesizlerin kimsesi olan, İslam Devleti’nin başı olan Halifelik makamının kaldırılma tarihidir 3 Mart 1924.
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti İslam’ın ana temellerinden biri olan ve Müslümanların başı olan Hilafet makamını kaldırması, Allah’a Peygamber’e ve Müslümanlara en büyük ihanettir ve Müslümanların yönetim merkezi (HİLAFET MAKAMI) kaldırılması ile doğulu ve batılı kâfirler topluluğu 85 yıldır bayram yapmaktadırlar.
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticileri batılı kâfirlerin isteklerini yerine getirerek tüm dünya Müslümanlarını üzerken batıda ise bayram havası estirilmesine sebep olmuşlardır.
HİLAFET MAKAMI kaldırılırken Avrupalı ve Amerikalı siyasilerin ve gazetelerin attıkları başlıklara bir göz atalım, Halifeliğin kaldırılmasından sonra yaşanan gelişmeler.
FRANSA
Fransa başbakanı herrıot: “Dehanızın büyük eseri laik bir Türkiye yaratmak olmuştur”
Fransa Başbakanlarından herrıot, daha sonraları bir münasebetle Ankara’ya geldiğinde, laik cumhuriyeti sağlam temeller üzerine oturtan bu teşebbüsünden dolayı Atatürk’e olan hayranlığını Ankara’daki görüşmeleri esnasında şu ilginç sözlerle ifade etmiştir:
Fransa başbakanı herrıot: “Dehanızın büyük eseri laik bir Türkiye yaratmak olmuştur”
Fransa Başbakanlarından herrıot, daha sonraları bir münasebetle Ankara’ya geldiğinde, laik cumhuriyeti sağlam temeller üzerine oturtan bu teşebbüsünden dolayı Atatürk’e olan hayranlığını Ankara’daki görüşmeleri esnasında şu ilginç sözlerle ifade etmiştir:
"Paşa size nasıl hayran olmayayım?
Ben Fransa’da laik bir hükümet kurmuştum. Bu hükümeti papa'nın Paris’teki temsilcisinin yardımıyla papazlar devirdi. Siz ise İslam’ın dünya yüzündeki yöneticisi olan bir halifeyi ülkenizden kovdunuz ve gerçek manada İslam’dan uzak laik bir devlet kurdunuz. Siz, İslam’a sıkı sıkı bağlı olan taassup içindeki halka, laikliği bu cemiyete nasıl kabul ettirdiniz?
Dehanızın büyük eseri laik bir Türkiye yaratmak olmuştur.
Fransız Temp gazetesi 'nin İstanbul özel muhabiri Paul Gentizon ise şu yorumu yapmıştır:
Fransız Temp gazetesi 'nin İstanbul özel muhabiri Paul Gentizon ise şu yorumu yapmıştır:
"Avrupa memnun olabilir:
19. asrın başından beri Osmanlı İmparatorluğu’na durmadan telkin ettiği husus nihayet gerçekleşti.
Türkiye cumhuriyeti, eski Türkiye’nin üç asırda yapamadığını üç günde gerçekleştirdi. Ani bir davranışla İSLAM’ın son kösteklerinden HİLAFET MAKAMI’ndan kendini kurtaran Türkiye, Avrupai fikirlerin izinde duraksamadan ileriye atıldı...
Türkiye cumhuriyeti, hakikatte, kendisini İslam’i geleneklere bağlayan göbek bağını HİLAFET MAKAMI’nı kesmiştir. Batılı medeniyet prensiplerini, düşünce tarzını, mefkûresini bir bütün halinde kabul etmiştir. Kesin olarak İslam’a veda etmiştir."
İNGİLTERE
“İngiltere için mükemmel bir şey”
Halifeliğin ilgası ( Kaldırılması ) gerçekleşince, İngiltere’nin Musul’daki resmi görevlisi, bunu hayretle karşılayıp inanmakta güçlük çektiklerini rapor etmiştir.
“İngiltere için mükemmel bir şey”
Halifeliğin ilgası ( Kaldırılması ) gerçekleşince, İngiltere’nin Musul’daki resmi görevlisi, bunu hayretle karşılayıp inanmakta güçlük çektiklerini rapor etmiştir.
İngiliz görevli; halifeliğin lağvedilmesiyle, Türklerin kendi bindikleri dalı kestiklerini ve bunun da İngiltere için inanılmayacak kadar mükemmel bir şey olduğunu yazmıştır.
İngiliz büyükelçi Ronald Lindsay ise, 8 Şubat 1926 tarihli raporunda şunları kaydetmiştir: "Laik Türkiye’nin Müslümanları, artık İngiliz İmparatorluğu için bir tehlike olmaktan çıkmıştır. Laik Türkiye ile yakın ilişkiler İngiltere’ye yarayacaktır."
Meşhur İngiliz tarihçi Arnold j. Toynbee'nin şu değerlendirmesi de bir hayli düşündürücü ve enteresandır: "Halifeliğin kaldırılmasıyla, Türkiye Cumhuriyeti, İslam Dünyası’nın merkezi olmaktan çıkmıştır. Türkiye, İslam’ın manevi önderliğini bırakıp, köşe başını dönüp dünyevi bir hükümet kurup İslam halifesini sınır dışı edince, batılılaşmanın nimetlerine karşılık İslam birliği ve İslam’ın desteğinden vazgeçer olmuştur. (...) ne olursa olsun İslam halifesi, İslam toplumunun en birleştirici ve İslam’ın geçmişi ile en güçlü bağı sayılmıştı. Bu kurumun kaldırılması belki de, yüz yıl önce Napolyon savaşları sonunda kutsal roma imparatorluğunun sona ermesiyle batı Avrupa’da meydana gelen şoka benzer bir etki yapacaktır."
İngiliz büyükelçi Ronald Lindsay ise, 8 Şubat 1926 tarihli raporunda şunları kaydetmiştir: "Laik Türkiye’nin Müslümanları, artık İngiliz İmparatorluğu için bir tehlike olmaktan çıkmıştır. Laik Türkiye ile yakın ilişkiler İngiltere’ye yarayacaktır."
Meşhur İngiliz tarihçi Arnold j. Toynbee'nin şu değerlendirmesi de bir hayli düşündürücü ve enteresandır: "Halifeliğin kaldırılmasıyla, Türkiye Cumhuriyeti, İslam Dünyası’nın merkezi olmaktan çıkmıştır. Türkiye, İslam’ın manevi önderliğini bırakıp, köşe başını dönüp dünyevi bir hükümet kurup İslam halifesini sınır dışı edince, batılılaşmanın nimetlerine karşılık İslam birliği ve İslam’ın desteğinden vazgeçer olmuştur. (...) ne olursa olsun İslam halifesi, İslam toplumunun en birleştirici ve İslam’ın geçmişi ile en güçlü bağı sayılmıştı. Bu kurumun kaldırılması belki de, yüz yıl önce Napolyon savaşları sonunda kutsal roma imparatorluğunun sona ermesiyle batı Avrupa’da meydana gelen şoka benzer bir etki yapacaktır."
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
“KUR’AN ve halifenin tekmelenmesi”
ABD ise Türkiye’de halifeliğin kaldırılmasının duyulmasından sonra basında bomba etkisi meydana gelmiş ve bu önemli gelişme birçok kişiyi şaşırtmıştır. Haberi ilk defa 4 Mart 1924'te Boston gazetesi akşam baskısının ikinci ekinde okurlarına, birden çok başlık kullanarak vermiştir. "Türkiye Kuran’ı ve halifeyi tekmelemekle kurtuldu", "İslam’ın çöküşüyle batılı temeller üzerine cumhuriyet bina ediliyor" başlıklı public ledger co tarafından ulaştırılan İstanbul kaynaklı haber özetle şöyleydi: "Türkiye’nin de, İslam Dünyası’nın da kolay hayal bile edemeyeceği bir devrim, Mustafa Kemal'in millet Meclisi’ndeki yıllık konuşmasıyla ilan edildi. Kemal, tasarladıklarının detaylarını belirtmeksizin ağırlığını koyarak, bugüne dek kurulmuş olan bütün İslam’i devletlere temel teşkil eden dini kanun ve gelenekleri dağıtıverdi. Bu, halifenin gitmesinden başka, Kuran’ın yıkılması ve Allah’ın kanunların mahkemelerden kaldırılması, manasına da geliyordu. Bunun yanında 500 milyon dolar değerindeki tüm İslam’i kurum ve kuruluşlar da devletleştiriliyor. Kısacası, yerel gazetelerin de dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti, tamamen batılı temellere oturarak İslam Dinine veda ediyor..."
“KUR’AN ve halifenin tekmelenmesi”
ABD ise Türkiye’de halifeliğin kaldırılmasının duyulmasından sonra basında bomba etkisi meydana gelmiş ve bu önemli gelişme birçok kişiyi şaşırtmıştır. Haberi ilk defa 4 Mart 1924'te Boston gazetesi akşam baskısının ikinci ekinde okurlarına, birden çok başlık kullanarak vermiştir. "Türkiye Kuran’ı ve halifeyi tekmelemekle kurtuldu", "İslam’ın çöküşüyle batılı temeller üzerine cumhuriyet bina ediliyor" başlıklı public ledger co tarafından ulaştırılan İstanbul kaynaklı haber özetle şöyleydi: "Türkiye’nin de, İslam Dünyası’nın da kolay hayal bile edemeyeceği bir devrim, Mustafa Kemal'in millet Meclisi’ndeki yıllık konuşmasıyla ilan edildi. Kemal, tasarladıklarının detaylarını belirtmeksizin ağırlığını koyarak, bugüne dek kurulmuş olan bütün İslam’i devletlere temel teşkil eden dini kanun ve gelenekleri dağıtıverdi. Bu, halifenin gitmesinden başka, Kuran’ın yıkılması ve Allah’ın kanunların mahkemelerden kaldırılması, manasına da geliyordu. Bunun yanında 500 milyon dolar değerindeki tüm İslam’i kurum ve kuruluşlar da devletleştiriliyor. Kısacası, yerel gazetelerin de dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti, tamamen batılı temellere oturarak İslam Dinine veda ediyor..."
Elizabeth Picard ise, "Suriye’li ve ırak’lı Arap milliyetçiler ve Kemalizm: yönleşmeler, perdelemeler ve etkiler" başlığını taşıyan makalesinde aynı konuyla ilgili şu tespiti dile getirmektedir "...
Ankara Büyük Millet Meclisi’nin Hilafet kurumunu kaldıran kararı İslam’a tam bir hakaret olarak görüldü... Kemalistler, İslam’ı yıkmaya niyetli ateşli tanrıtanımazlar olarak nitelendiriliyordu."
Allah’ın selamı üzerinize olsun,