Cihad Nedir
CİHAD NEDİR?
Müslüman’ların âlimleri Cihad’dan maksadın Allah yolunda savaşmak olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Kalemle cihad veya dille cihad vb. şeylerle cihad şer’i deyimle cihad degildir. Şer’i deyimle cihadın anlamı; savaşmaktır. Bu nedenle Peygamber Efendimiz (sav)e Allah yolunda cihad etmeye neyin denk olabileceği sorulduğunda o; “buna gücünüz yetmez” cevabını vermiştir. Şayet cihad kalemle veya dille olsaydı buna güç yetirecekleri muhakkaktı.
Bir sahabe Rasulullah’a:
- “Ey Allah’ın Rasul’u Allah yolunda cihad etmeye ne denk olabilir” diye sormuş, Rasulullah da:
- “Buna gücünüz yetmez, simdi sizden biriniz mücahid cihadından dönünceye kadar hiç ayrılmadan namaz kılmaya ve arasını açmadan oruç tutmaya gücü yeter mi?” demiştir.
Orada bulunanlar:
- “Buna kimin gücü yetebilir ki” cevabını vermişlerdir. Rasulullah da:
- “İste mücahidin mükâfatı bunları yapabileceklerin kazanacakları mükâfattır. Allah yolunda cihad eden kimse, mücahid cihad dan dönünceye kadar açmadan oruç tutan, ara vermeden namaz kılan ve Rabbine ibadetle meşgul olan kimse gibidir” buyurmustur.
Biliyor musunuz bir kısım insanlar cihadı nasıl tarif ediyorlar? Ona; nefis ile cihad diyorlar. Oruç tutmanın, namaz kılmanın nefis ile cihad oldugunu söylüyorlar. Şayet cihad bundan ibaret olsa idi nasıl Rasulullah; insanların mücahidin aldığı sevaba güç yetiremeyeceklerini beyan etmiş olurdu?
Bu hususta şöyle bir sözün hadis oldugunu naklederler: Rasulullah savaştan döndükten sonra sahabelerine şöyle demiş: “Sizler hayırlı ve uğurlu olarak döndünüz. Küçük cihad dan büyük cihada döndünüz. Dikkat edin bu da kişinin nefsine karsı cihad etmesidir.” Bu söylenilen söz uydurma bir hadis olabilir, aslı ve astarı olmayabilir.
Çünkü cihad dan maksat Allah yolunda savaşmaktır. Simdi geliyor birileri asıl cihada küçük cihad diyor. Klimalar altında oturmaksa nefis ile cihad(!) Kebaplar, kadayıflar, börek ve çörek yemek mi büyük cihad? (!) Yoksa bombaların, şarapnel parçalarının altinda savaşmak…
Kardeslerin dedikleri gibi on gün karlar üzerinde yürüyüp soğuğun dehşetinden parmaklarının dökülmesini isteyecek hale gelmek mi büyük cihad?
Vallahi bunlar ibadet adına oynuyorlar! Müslümanların kutsal degerleri ayaklar altinda çiğnenirken, çocukları boğazlanırken, yaşlılar yakılarak öldürülürken, Müslümanların ülkeleri işgal edilirken, mallar gasp edilip mukaddesatlar çiğnenirken; harameyni serifeyne komşu olmak, aziz ve celil olan Allah’in dini ile oynamaktır,
Simdi sen evine giren hırsızı, hanımının yatağında bırak yandaki odaya geçip gece namazı kıl(!)Böyle bir namaz sana lanet okur. Çünkü sen hırsızı, ırz ve namusuna saldırır halde bırakıyor, yan odada Allah’a yalvarmaya girişiyorsun (!)
Bu nasıl bir dua ve nasıl bir yalvarma. Yahut da önünde ırzın çiğneniyor, sen de Kur’an okuyorsun (!) Vallahi bu, aziz ve celil olan Allah’in dini ile oynamaktır, oynamak.
Allah Teâlâ bu tur insanları tasvir ederek şöyle buyuruyor:”Onlar dinlerini bir oyun ve eğlence edinmişlerdir” (Maide, 57)
Evet, oyun ve eğlence! Simdi sen Abdulbasit Abdussamet’i veya Minsavi’yi Kur’an okuyuşunu dinler zevk alırsın. Onu geriden takip etmek istersin. Bu sana büyük bir haz verir. Sen bundan herhangi bir sıkıntı veya zorluk görür müsün? Hayır. Ayrıca sen Kur’an’ın tecvidini öğrenirsin. Her ayin sonunda da teşvik için bin lira veya daha fazla ücret alırsın. Ne kadar cüz ezberlersen o kadar lira verilir sana. Kur’an’ı bitirdiğinde de ayrı bir mükâfat… Allah için söyle. Bu mudur büyük cihad, yoksa organları parçalanıp havaya dogru savrulan, gözleri kurşunlarla delinen insanların yaptığımı cihad?
Buna egitim cihadı diyorlar (!) Asıl cihad bırakıldı. Cihad olmayan şeyler cihad addedildi. Aslında Kur’an-i Kerim Allah yolunda şehid olma inancım ve kâfirlerle savaşma düşüncesini bu Müslüman ümmetinin kalbine yerleştirmiştir. Bunun tezahürü Tebuk savaşında ve benzeri yerlerde görülmüstür. Bakınız bu savaşa 30 bin kisi katılmış, Müslümanlardan sadece üç kişi ki bunlar Kab bin Malik, Bilal bin Umeyye ve Mirara bin Rabi’dir. Evet, bunlar cihada katılmamışlardır. Bunlar egitim cihadı yaptıkları hesap edilerek mazur görülmemişlerdir (!) Bilakis müslümanlar bunlarla, Allah Teâlânın kendilerini af ettiklerini bildirmesine kadar tam 50 kusur gün ilişkilerini kesmişler ve bunlara boykot uygulamışlardır.
Kur’an-i Kerim mazeretsiz olarak cihada katılmayanlara ise bir daha böyle şanlı bir işe katılmamaları yasağı getirmiş ve şöyle buyurmustur:
“Eger Allah bu cihaddan sonra tekrar seni geri kalan bu topluluğa döndürür de onlar da seninle cihada çıkmak için izin isterlerse onlara sunu de: benimle beraber bir daha asla cihada çıkmayacaksınız ve düşmana karsı benimle beraber savaşmayacaksınız. Çünkü ilk defasında savaşa çıkmayıp oturmayı istediniz. Simdi de geriye kalanlarla beraber oturun.” (Tevbe, 83)